Saint Pierre Han ve Duvarları


Tarih ve çağdaş tasarım iç içe Mekan: Saint Pierre Han ve Duvarları

Bankalar Caddesi üzerinden Eski Banka Sokak’a girdiğinizde sizi hemen köşede karşılayan, tüm yıpranmışlığına rağmen hala görkemli bir güzellik Saint Pierre Han. Karaköy-Galata çevresindeki sokaklara gizlenmiş sayısız mücevherden birisi. Bulunduğu sokak da aynı zamanda bölgenin tarihi açısından en kıymetli sokaklarından. Ceneviz Sarayı, Saint George Kilisesi ve Rahipler Okulu, yıllar boyu Saint Pierre Han’ın bu sokaktaki komşuları olmuş. Biraz yukarı, Galata Kulesi’ne doğru devam ettiğinizde ise Saint Pierre Kilisesi karşınıza çıkıyor.

Saint Pierre Han 1732’de ahşap bir yapı olarak inşa edilmiş. Bir yangın sonucu hasar görünce de 1771 senesinde bugünkü haliyle, kagir bir yapı olarak yeniden inşa edilmiş.

Osmanlı Bankası’nın bulunduğu ilk bina olmasının yanı sıra başka bankalara, konsolosluklara, mimarlık bürolarına ve atölyelere de ev sahipliği yapmış. Hatta ilk kot üretim atölyesi de burada açılmış. Sahibi, ülkemize kot kumaşını getiren ve bu handa işlemeye başlayan ilk kişi; ismi Muhteşem, soyadı ise Kot. Yani Saint Pierre Han, dönemi ve konumu gereği sadece finans alanında değil yıllar geçtikçe bambaşka sektörlerdeki girişimcilere de yuva olmuş.

Birkaç yıl öncesine kadar burada minik bir hardal üretim atölyesi olduğu da not düşmek lazım. Burası kendi içinde İstanbul’un kozmopolit yapısının kusursuz bir yansıması gibi. adeta

En güzeli de buradan geçip giden herkesin bıraktığı izlerin dikkatli bakan gözler ve hassas kulaklar tarafından hala hissedilebiliyor olması. Ahşap döşemenin gıcırtısı saygıyla ve sakince yürümeniz gerektiğini hatırlatıyor  Duvarlarda, kemerlerde, tavanlarda, onca yılın yorgunluğuna rağmen tozların arasından kalem işlerinin renkleri capcanlı göz kırpıyor.

Duvarları hak ettiği özeni vererek  incelediğinizde bazı yazılar ve tabelalar sayesinde buradan yolu geçen kişilerin, kurumların izlerini yakalayabiliyorsunuz. Bu izlerden birisi, ikinci kata çıkar çıkmaz bir kapının kenarında sizi karşılayan, döneminin önemli mimarlarından Perpignani ve Langas’ın bürolarını gösteren yazı.

Arşivlerden edinilen bilgiye göre 1894 ile 1931 yılları arasında dönemin 23 ünlü mimarı burada büro açmış. Saint Pierre Han’daki ilk mimarlık bürosunun sahibi ise Antoine Perpignani. Aynı zamanda İstanbul’un ilk mimarlık bürosu olması açısından da başka bir öneme sahip.

Saint Pierre Han ve Duvarları
Designmixer Saint Pierre Han Wallmural Uygulaması

Şimdilerde restorasyon sürecinde olan bu tarihi yapıyı geçtiğimiz hafta görme fırsatım oldu. Dışarıdan baktığınızda yıkık ve terkedilmiş görünüyor. Hatta duvarlarındaki rengarenk desenlerin, yazıların bir kısmı yıllar boyu burayı kullanan bilinçsiz eller tarafından sıvayla kapatılmış.

Ama her şeye rağmen eski güzelliği kendisini bir şekilde belli ediyor. Hem binanın kendisi hem de konumu tarihi açıdan büyük önem taşıdığından restorasyon projesi de büyük titizlikle yönetiliyor. Bina geçmişte altı farklı dönemde inşa edilmiş.

Barok döneme ait duvar resimlerine de ulaşılan restorasyon sürecinde adeta her katmandan başka bir dönemin hazinesi çıkıyor. Geçmişte farklı meslek gruplarından onlarca kişiyi ağırlayan bu yapının gelecekte de kültür-sanat alanında sayısız kişiye ilham kaynağı olması planlanıyor. 

Burada açılacak olan konservatuar, sergi salonları, atölyeler ve kütüphaneler, yolu buradan geçen herkes için geçmişle günümüz arasında çok güzel bir köprü olacak.

İbb Miras’ın restorasyon projesi kapsamında düzenlediği değerli gezi sayesinde o güzel duvarlarla, merdivenlerle, uzaktan Galata Kulesi’ni gören terasıyla, farklı yerlere açılan pencereleriyle sohbet edebilmiş şanslılardan birisi oldum. Restorasyonu bitince gezebileceğimiz sergi salonlarını, atölyelerini, kütüphanelerini hayal ettim. Ama en çok da geçmişi, buranın tüm odalarının koridorlarının hayat dolu olduğu yılları gözümde canlandırmaya çalıştım.

Kendine has kokusunu, eski İstanbul’un insan dokusunu, telaşını, ilkbaharını, sonbaharını, nasıl büyük hikayeler barındırdığını düşündüm. O mimarlık ofislerinde nasıl projeler çizildiğini, yüksek duvarların nasıl resimlerle dolu olduğunu, yıllar geçtikçe kıyafetlerin, kelimelerin, renklerin ve dokunun bu koridorlarda nasıl bir değişime uğradığını hayal etmeye çalıştım.

Designmixer saint pierre han wallmural
Designmixer Saint Pierre Han Wallmural Uygulaması

Designmixer, yepyeni bir proje ile İstanbul’ un yüzyıllara dağılan medeniyet ve kültür zenginliğini çağdaş tasarım ile birleştirerek bu çok değerli mekanlara yeni bir estetik yorum getirip tarih ve bugünün organik bir şekilde iç içe geçtiği bir kurgu oluşturuyor. Eski olması sebebi ile terkedilen, oysa ki mimari anlamda çok değerli olan bu mekanlara duvar tasarımları yaparak, zeminlerin yıpranmasının da bir estetik değer olduğunu vurguluyor.

Marka kurucusu Tijen Samuray Öztek bu yaklaşım ile eskimenin ve tarihin olağanüstü güzelliğine dikkati çekmeyi arzu ettiklerini, iç mekan ve mimari tasarımda yenilemenin yıkarak değil, mekana uyum sağlayarak iç içe geçtiğinde ne kadar mükemmel sonuçlar verebileceğini ve eşsiz bir değer oluşturabileceğini vurgulamak istiyor. An itibari ile bilgisayar ortamında giydirmeler ile bu birliktelikleri vurucu bir şekilde kurguluyor ve mekan detaylarının muhteşemliğine dikkat çekiyor.

Mimar Seda Özen ve ekibi tarafından yönetilen restorasyon süreci sonunda buradan sokağa yayılacak olan müziği, sergi zamanları yaşanacak olan hareketliliği düşünmek bile son derece heyecan verici.

Bize eski İstanbul’un en güzel miraslarından birinde sanatın, müziğin ve tasarımın keyfini çıkartma fırsatı verecek bu projenin tamamlanmasını dört gözle bekliyoruz.

written by Farah Samuray

photos by Aşkın Samuray Farah Samuray

walldesign images by Designmixer


Leave a Reply

Designmixer sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et