New York ‘ un parlayan yıldızı Williamsburg, Brooklyn


designmixer s01

Bambaşka   kültürlerin bir araya geldiği, kendine has uyumuyla  bunca farklı insanı bir arada tutmayı başarabilen, yaşayanlarına şehrin ismi ile anılmalarının gururunu yaşattıran, kendine hayran bıraktıran,  belki de dünyadaki en dinamik ve aynı zamanda duygu ritmi en yüksek olan şehirlerden biridir benim gözümde New York City. Bu mega şehir kendi içinde belli tarzların, tiplerin ve yaşam şekillerinin gruplandığı bölgelere ayrılır. Bu semtler dinamik şehir temasına uyarak çeşitli zamanlarda trendy; yani in veya out olurlar.

Adeta tüm şehir zaman içerisinde birileri tarafından keşfedilir_ o birileri genelde yaratıcı sanatçı ve tasarımcı kesimdir_ alternatif, samimi ve fakat kendine has, kaliteli mekanlar açılır, sanat galerileri kurulur, sonrada cebi para dolu yatırımcılar, finansçılar gelir, yüksek fiyatlı rezidanslar, oteller yapılır, lüks mekanlarıyla artık tüm şehrin popüler merkezi oluverirler ve bir süre sonra tüketilir,  gözden düşerler. Bu arada ana akıma karşı duran alternatif kimlikteki yaratıcılar ise yeni mekanlarını bulmuşlardır  bile.  Buraları gelecekte şehrin yükselen trende sahip olacak mekanlarıdır.

designmixer s02

New York’ a son yaptığım seyahatimde 80’ lerde Soho, ardından Tribeca, Chelsea, Meat Packing District  derken  popüler şehir trafiğinin Brooklyn Williamsburg’ a kaydığını gözlemledim. Brooklyn’ in endüstri ağırlıklı bölgelerinden olan  semt şimdilerde adeta genç sanatçıların akımına uğramış. NY da hemen her yerde Williamsburg’ lu sanatçılardan bahsediliyor. Chelsea Market’ da Williamsburg’ lu sanatçıların ürünlerini satışa çıkardıkları açık pazar var.

Sanatçıların ilham alabilmek için ihtiyaç duydukları atıl alanlar ve alternatif bölgeler, ekonomik olarak zorlanmadan yaşayabilecekleri, aynı zamanda kendilerini sıra dışı hissettirebilen yerler. Bu sebepler ile  sanatçılar arasında popüler hale gelen Williamsburg hızla trendy olma yolunda ilerliyor ve kiralar da aynı oranda yükseliyor. Fırsat bu fırsat, çok keyif alarak dolaştığım henüz harcanmamış, yükseliş trendinde olan bu hoş semti kısaca sizlerle paylaşmak istedim.

Semtin bugünkü dönüşüm mimarisi tamamı ile şehrin dokusu ile uyumlu. Beni bölgeye çeken mekanlardan biri de 2012 ylında açılan eskiden bir fabrika olarak kullanılan The Wythe Hotel oldu.  Genel tasarımı, çıplak tuğlalı, geniş kemerli, yüksek tavanlı iç mekanları Brooklyn’ in endüstriyel imajını vurguluyor bu tasarım oteli. Reymond adlı restoranı  ve teras katında muhteşem Manhattan manzaralı barı ile otel popüler buluşma mekanı halini almış. Hemen yanındaki Brooklyn Brewery bira üretim fabrikası olarak hizmet veriyor aynı zamanda ziyaretçilere bira üretimi ile ilgili bilgilendirici bir tur yaptırıyor. Çevredeki tüm ilgi çekici mekanlar semtin özünde olan  üretim konseptini vurguluyor ve çevrede halen hizmet veren gerçek üretim atölyeleri ise  burayı bir film seti görüntüsünden kurtarıyor. Wythe’ e yürüme mesafesindeki Williamsburg’ un adeta atar damarı olan Bedford Street ise birbirinden keyifli, yaratıcı fikir ve ürünler ile dolu mağazalar, sanat galerileri ile dolu. Bölgenin endüstriyel dokusuna uyumlu eskitilmiş ahşap, demir doğrama, metal, taş mozaik ve tuğla gibi malzemeler kullanılarak tasarlanmış cafe, bar ve restoranlar ise hepsi birbirinden güzel ve özel tasarlanmış.

designmixer s03

Havada adeta California’ nın vurdum duymaz, hippilere has keyifli bir tembelliği hakim. Urban Outfitters Konsept Mağazasının ve çeşitli tasarımcıların köşelerinin olduğu Space Ninety 8 ise bu havaya çok yakışmış. Mağazanın içinde gene endüstriyel konsepti vurgulayan bar ve restaurant mekanlarıda açılmış. Satış temsilcileri ise adeta yok olmuş. Sanki bu mağazalarda hiç kimse satış yapmıyor. Belkide en çok hoşuma giden şeylerden biri de oydu. Zorlama yok, satış kaygısı yok.

Bir diğer çok beğendiğim mağaza ise gene yerel tasarımcıların ürünlerini satan A & G Merch oldu.  Gene endüstriyel konsepte marka kimliği olarak yansıtan mağaza  ev dekorasyonuna ait çeşitli aksesuar ve mobilyalarını bir depo konsepti ile pazarlıyor. Aynı zamanda başarılı online siteleri var.  Ruhu ve tarzı ile çok genç, çok hip ve bir o kadar da sempatik ve fonksiyonel..   Bir başka marka ise aynı genç yaratıcı ruhu yansıtan Flavor PAPER. Çılgınca güzel artistik kalitede el baskısı ve dijital baskı ile duvarları dekore eden duvar kağıtlarını bu bölgede ki fabrikasında üretiyor. Marka duvar kağıdı desen ezberini bozarak sıra dışı boyutlarda ve birbirini takip etmeyen desenler ile bu dekoratif materyale farklı bir anlam yüklüyor. Marka kendini tanımlarken yaratıcılıklarına ve üretimine kalbini ve ruhunu koyduğunu söyleyecek kadar da samimi bir duruşu var.

 

Williamsburg ‘ un New York gibi paranoya edici hızda akan bir şehrin parçası olduğuna inanmak gerçekten çok zor. Bisikletle rahatça acele etmeden dolaşan insanlar, bebeği ve köpeği ile cafe de keyif yapanlar, tasarladığı takıları ve resimleri kaldırımda satışa çıkaranlar, merdivenlerde, banklarda  oturup rahatça sohbet edenler, liste uzayıp gidiyor… 2-3 katlı binaların üzerindeki teraslardaki üstü açık cafe ve restoranlarda aynı zamanda oldukça popüler. Koca gökdelenlerin gün ışığını kesmediği, gökyüzünün insan boyuna yakın durduğu bu hoş semt bugün çoğunlukla genç hipsterların mekanı. Bakalım bundan 5 yıl sonra bu semti neler bekliyor olacak beraberce göreceğiz.

design_mixer (20)

design_mixer (13)

design_mixer (32)

design_mixer (28)

design_mixer (15)

design_mixer (09)

design_mixer (11)

design_mixer (21)

design_mixer (12)

design_mixer (17)

design_mixer (26)

design_mixer (18)

 

Bu yazı Bast Home haziran sayısında yayınlanmıştır.


Leave a Reply

Designmixer sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et