Your cart is currently empty!
Marie Claire Maison Mart Sayısında Tijen Samuray Öztek’ in evindeydi
Marie Claire Maison Mart Sayısında Tijen Samuray Öztek’ in evindeydi.
Designmixer markasının yaratıcısı Tijen Samuray Öztek’in Kalamış’taki evi, katman katman renkleri, desenleri ve dokuları ile sımsıcak bir atmosfere sahip.
İstanbul’un uzun bir aradan sonra yaşadığı en yoğun karlı ve soğuk günlerden birinde Tijen Samuray Öztek’in Kalamış’taki evine konuk olmak, şehrin büründüğü gri örtünün altında renkli bir dünyayı keşfetmek gibiydi. Kalamış Marina manzarasına bakan dubleks daire, 70’li yıllarda inşa edilmiş retro stildeki bir apartmanın yedinci katında yer alıyor. 150 m2ye sahip üç oda bir salondan oluşan evin üst katında harika bir de teras bulunuyor. Maalesef yağışlı hava sebebiyle bu keyifli alanın fotoğrafını çekip kayıt altına alamadık fakat emin olun ki teras da en az içerisi kadar ilgi uyandırıcı. Tijen Samuray Öztek, ailesi ve çok sevdiği hayvan dostları ile iki senedir bu evde yaşıyor.
“RUHUNUZ VE ENERJINIZ SENKRONIZE OLDUĞUNDA
ADETA PARLAYAN BIR ENERJISI OLUR EVIN VE BUNU
HERKESE YANSITIR, SIZ DE BU ENERJIYI ÜZERINIZDE
TAŞIRSINIZ. EVINIZ TÜM HAYATINIZI VE STILINIZI
ETKILER.”
Kalamış’ta yaşamayı seçmesinin sebebini, Asya Yakası’nda deniz ile iç içe Moda semtinde büyüyen bir çocuğun vazgeçemediği bilinçaltı özlemi olarak tanımlıyor. “Bu eve taşınmadan önce de Kalamış’ta benzer formatlarda evlerde uzunca bir süre yaşadım. İstanbul’un hızla betonlaşan ve şehir dışına kayan, köklerimize yabancılaşan yaşam tarzına karşı, yetiştiğim gibi bir insan olmak için verdiğim anılarıma tutunma mücadelesi adeta burada yaşama sebebim. Yıllar boyunca aynı deniz manzarasına bakan, yok olmaya karşı bir başkaldırı da diyebiliriz.
Günümüz İstanbul’unda ‘eski yapı’ olarak adlandırılan böyle bir binada yaşamayı seçmemim sebebi de bu. Yeni binalarda yer alan dairelerin prototip formatlamaları ve yerleşim planları beni genelde çok daraltıyor. Özellikle de balkonsuz dairelerde, camı açılamayan plaza evlerinde yaşadığımı hayal edemiyorum.” Eve taşındıklarında herhangi bir plan değişikliği yapmamakla beraber tadilat, tesisat ve dekorasyon ile ilgili değişiklikler yaptığını söylüyor tasarımcı. “Yaşadıkça da yapmaya devam ediyor olacağım çünkü aklımaher an yeni bir fikir geliyor, eskiye bağlı olmama rağmen yenilikler ile revizeler beni çok heyecanlandırıyor.
Evim ile tıpkı bir çocuk gibi sürekli oynarım. Bunun en büyük keyfim olduğunu söyleyebilirim.” Tijen Samuray Öztek bu eve çok hızlı bir şekilde taşındıklarından bahsediyor. Tesisat ve boya dışında tüm dekorasyon çalışmalarını eve taşındıktan sonra zaman içerisinde yapmışlar. Evin stili tam anlamıyla sahibinin kişisel tarzını yansıtıyor: Eklektik ve kolonyal. “Yaşarken oluşturulan doğal karışımlar benim tarzım. Anılarımla ve kişisel çabalarımla oluşturduğum bir dünya benim vazgeçemediğim bir tarz” diyor ev sahibi ve evdeki mobilya & aksesuarların zaman içinde eve tek tek dâhil edildiğini anlatıyor: “Hepsinin yaşamamıza katıldığı, o andaki ihtiyaçlarımı, tercihlerimi, tesadüflerimi simgeleyen özel bir gelme zamanı oldu. Aksesuarların çoğu ise seyahatlerimde beğenip aldığım, yanımda taşıyabildiğim objelerden oluşuyor.
Mobilyaların çoğu ve halılarımın bir kısmı kendi tasarımım. Çok severek kullandığım ve evimin kimliğine çok yakışan antika ahşap dolaplarım ise çok sevdiğim bir arkadaşımın çok zarif ve dekorasyona meraklı bir hanımefendi olan annesinden geri kalan mobilyalar. Bu parçaların değerini bileceğime inanarak bana verdiği, benim için de çok değerli hediyeler” diyor ve ekliyor: “Evdeki en favori köşem yat limanı manzaralı terasım.
Bugün karlı bir gün olduğu için sizinle paylaşamadım ama umarım bahar geldiğinde orada da özel bir çekim yaparız. Bir de Designmixer marka duvar kâğıtlarım ile kaplanmış her bir mekâna ayrı enerji katan duvarlarıma bakmak beni çok mutlu ediyor.” Tijen Samuray Öztek tarafından kurulan ve dekorasyon tutkunlarının yakından takip ettiği Designmixer markasının hikâyesi de tıpkı bu evin hikâyesi gibi yaşamın akışıyla ilişkili. “Designmixer’ın en büyük ilham kaynağı farklı kültürler ve dekorasyon tarihi” diyor Tijen Samuray Öztek. İlk başta ilham dolu seyahatleriyle oluşan bir tasarım, dekorasyon ve seyahat bloğu iken 2017 senesinde dekorasyon ürünleri tasarlayan ve üreten bir markaya dönüşen Designmixer’ın oturduğu sağlam ve zengin marka konsepti hemen fark ediliyor. “İnsan ruhuna dokunmak ve uzak olanı yakınlaştırmak, hayal edileni gerçekleştirebilmek ve tasarımın yaratıcı ve üretme yetisini kullanabilmek.
Sanırım başarımızın ana sebebi de insanların kendine özgü mekânlarında hayallerine ulaşmasına yardımcı olabilmek. Danışanlarımızın gözünde hayallerine ulaştığımızı anlatan ışıltıyı gördüğümde doğru yolda olduğumuzu hissediyorum. Bu yüzden biz butik bir markayız ve tıpkı terzi gibi işliyoruz her bir detayı” diyor tasarımcı. Şu anda bir e-store web sitesi üzerinde titizlikle çalıştıklarını ve bu platform üzerinden birbirinden güzel tasarımlarını daha büyük bir kitleye ulaştırabilmeyi umduklarını söylüyor. “Custom design olma fikrini bu siteye de taşıyor olacağız ancak bazı küçük değişiklikler ile” diyerek de merak uyandırıyor.
Ölçüleri standardize ederek ürünlerin bir kısmında alternatif bir fiyat grubu oluşturacaklarını, koleksiyonlarına dâhil etmek üzere yastık, perde, aydınlatma, seperatör gibi yeni ürün gruplarını da Designmixer çatısı altına aldıklarını öğreniyoruz.
sağda: Muhteşem işçiliği ile dikkat çeken dolap yakın bir aile dostundan hediye. Halı, Tijen Samuray Öztek tasarımı. Evin her köşesinde karşımıza çıkan kitaplar ve dergiler ev sahibinin tutku ile bağlı olduğu nesneler olarak salonun en güzel noktalarında kendilerine bulmuşlar.
editor: Çiğdem Hasanoğlu
photos by : Erhan Tarlığ