Ben bu küçük lokantaya bayıldım, NANE


Biraz evvel Kalamiş da çok şirin Nane adlı bir mahalle lokantası keşfettim. Sizlerle paylaşmadan edemedim. 4 yol ağzının kesiştiği bir köşede,  mavi minik masa ve sandalyeleri, bembayaz örtüleri, üzerinde pembe çiçekleri ile öyle sevimli bir yer ki hemen canım oturup şöyle güzel bir mantı yemeyi çekti.  İyiki de yemişim, meğer kaç çeşit mantı varmış?? Hem de çok lezzetliymiş! Kısacası hem midem, hemde gözlerim bayram etti bu küçücük restaurant da. Arkasından da güzel bir çay ikramı ve sohbet. Öğle arası yemeği için insan daha ne ister?

Nane ve Hülya hanım

Tüm bu güzelliklerin arkasında bir kadın eli olduğuna hiç şüphe yok diye düşünürken, Nane’ nin sahibi  Hülya hn. yanıma geldi ve  “memnun kaldınız mı yemeğimizden?” diyerek daha da bir gönlümü aldı. İçimden geçirdim “ne kadar güzel?” diye. İnsanın bir mekandan zevk alabilmesi için milyonlarca lira harcanıp, kapısında uzun sıralar oluşması gerekmiyor gerçekten. Bu mekan en fazla 40m2 birde içeride 4 masası, dışarıda 3 masası var, okadar. Ama tuğla duvarları üzerine yerleştirilmiş çeşit çeşit mavi-beyaz çin porselen tabakları ve harika duvar mozaikleri, açık mutfağı ile gerçekten mükemmel bir küçük lokanta. Meğer, Hülya hn. ın kızı da iç mimarmış ama lokantanın tasarımını Hülya Hn. yapmış. Ne demeli? Çok zevkli ve aynı zamanda eli lezzetli bir bayan. Kendisini tebrik ediyorum.

Kalamış ta küçük bir lokanta

Ve şöyle bir dilek de bulunuyorum. Artık, lütfen peşmurde “salaş” adı altında pis, özensiz, kokulu lokantalara kimse pirim vermesin. Midemizin keyfi ne kadar önemli ise gözümüzün zevkide bir o kadar değerli olsun. Sonuçta estetik detaylar da gizli. Hayat da güzel detayların farkına varınca daha keyifli. Bu güzel öğle arası için teşekkürler Hülya Hanım!


“Ben bu küçük lokantaya bayıldım, NANE” için 4 yanıt

Leave a Reply

Designmixer sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et