Yıllardır güzelliği ve stili ile tüm ziyaretçilerini etkileyen Garanti bankasına ait tarihi bina Han Tümertekin’ in güçlü vizyon ve deneyimi ile koordine edilen Salt Projesinde yeni kimliğine kavuşarak bugün içinde barındırdığı çeşitli kültürel ve sanat etkinlikler ile İstanbul’ un en sık ziyaret edilen ve adından söz ettiren mekanlarından biri haline geldi..
Garanti Bankası’ nın bu kültür ve sanat projesi ile, eski Osmanlı Bankası Genel Müdürlüğüne ait bugünkü adı ile Salt Galata yapısı, muhteşem mermer ve ahşap işçilikleri, yüksek tavanlı, geniş mekanları ile kendini adeta değerli bir tual gibi çağdaş, yerel yaratıcıların eline teslim etmiş. Her bölüm, kat ve dükkan ayrı ayrı işlenip, özenlenle tasarlanmış iç mekanlar haline dönüşmüş ve yepyeni yüzüyle çağdaş bir soluk almış…
Türkiye’ yi temsilen, tasarımcı ve yaratıcı gruplara bu güçlü mekanda kendilerini ve kültürel birikimlerini yansıtmalarına fırsat verebilecek kooperatif bir platform oluşturma fikri projedeki en taktir edilecek kararlardan biri olmuş.
22 Kasım günü yapılan açılışında bu yapılanma ve projede yer alan tüm kişilerin enerjisi ve motivasyonu da en az binanın kendisi ve yeni yüzü kadar heyecan vericiydi.
Dünyada en sevdiğim kitapçılardan biri olan Robinson Crusoe 389′ un Salt projesinde yer alan mağazalarını tasarlama projesi ise hayatını tasarıma adamış, aklı fikri yaratmak ile sürekli meşgul olan değerli arkadaşımız Ömer Ünal’ a teklif edilmiş… Çok da güzel olmuş, çünkü bence sonuç harika! Salt Galata mağazasındaki ahşap işlerini FormART mimarlık olarak üstlendiğimiz bu projeyi açılış gününde üzerinde kitaplar ve içinde kitap severlerle yaşar haliyle, Ömer’ in hayalini kurduğu mekan olarak şimdi kusursuz duruşu ile karşımızda görmek hepimize bu harika gecede mutluluk verdi…
Ömer Ünal, Miray Temur, Tijen Samuray Öztek, Barış Öztek Salt Açılış gecesi Robinson Crusoe 389 önünde
Barış Öztek (Formart Mimarlık) ve Ömer Ünal(OUD)
Ömer Ünal’ ın XXI dergisinde de yayınlanan, bu proje ile ilgili uzun soluklu hikayesini, kendi ağzından, samimi duruşuyla yeri gelmişken sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Garanti Bankası ve Vasıf Kortun tarafından Salt içinde yer alacak ve Robinson Crusoe 389’un işleteceği kitap satış mağazasını tasarlamak bana teklif edildiğinde gözlerim parladı. 10 sene boyunca tasarladığım neredyse tüm ürünler kitap odaklı, ve ne zaman beyoğlunda Robinson Crusoe 389 kitap evine uğrasam ona benzer bir mağazanın tasarımını yapmak hayaliyle dolardım. Daha da ilginç olan, orjinal beyoğlu mağazasının tasarımcısının işlerini çok beğendiğim ve Salt projelerinin de mimarı olan Han Tümertekin olmasıydı. Piyango üstüne piyango çıkması gibi birşey bu. Ancak bu piyangoların getirdiği sorumluluk da oldukça stresliydi. Robinson Crusoe’nun konu ile ilgili denyimi ve bilgileri çok fazla ve bana göre çok üstündü, hiçbir konuda yan çizme, sıyrılma imkanım yoktu. Birde bunun
Üstüne Han Tümertekin gibi önemli bir mimarın önceden tasarlamış olduğu ve ziyaretçileri tarafından büyük beğeni almış bu mağazanın namına yakışır bir iş çakartmam gerekiyordu. Bunu becerebildim mi bilmiyorum, zaman gösterecek. Tasarım aşamasında Robinson Crusoe 389’ın satış ve kitap teşhiri konusundaki deneyimlerinden çok faydalandım. Ayrıca bana gösterdikleri sabırdan ötürü onlara teşekkür etmek istiyorum.
Tasarımdaki hedefim, Robinson Crusoe’ nun kimliğinden çok fazla uzaklaşmadan, içinde bulunduğu tarihi yapılarla bütünleşebilecek, kültürel DNA mızı da barındıran, ama aynı zamanda satış ve teşhir koşullarının değişkenliğine ayak uydurabilecek, esnek, modüler ve adaptasyon yeteneği yüksek strüktürlerden meydana gelen bir mekan yaratmaktı. Mekan içerisindeki unsurların duyusal ve işlevsel fonksiyonlarının, birbiri ve kullanıcısı ile iyi bir etkileşim kurabilmesi ve bu etkileşimden ortaya doğal bir armoninin çıkmasını sağlamak, hem bu mekanda hem de tüm işlerimde benim için çok önemlidir.
Kendimi tam bir profesyonel olarak görmüyorum, çünkü hemen her işimde yeni birşeyler deniyorum ve doğal olarak sonuçlarını garantiliyemiyorum, garantili işler yaptığımda ise kendime ihanet ettiğimi düşünüyorum. Bu işte de açılış gününe kadar sonucun ne olacağını tam olarak bilemiyorduk. Tasarladığım ürünlerin bireysel fonksiyonlarını test etme imkanımız oldu ancak hepsi bir araya geldiğinde ne gibi bir sonuç vereceğini kestiremiyorduk. Neyseki sonuç umduğumdan çok daha iyi çıktı. Beni en çok sevindiren şeylerden birisi de ürünlerin tasarım sürecinde düşünmediğim bonus işlevlerinin ortaya çıkması idi. Örnek olarak; tek tip raf ünitesinin, akla gelebilecek birçok kitap teşhir biçimini gerçekleştirebiliyor olması beklemediğim bir sonuçtu.
İlk eskizlerim bitmiş tasarımdan epeyce farklı, çünkü ilk eskizlerimi yaptığım dönemde henüz mekanın işletmecileri ile tanışmamıştım. Bu iş için seçilme nedenimin hep kitaplarla ilişkili ürünler tasarlamış olmam olduğunu düşünüyorum, ancak işletme ile tanıştığımda kitap satışı konusunda pek bilgim olmadığın keşfettim. Gündelik kullanım ile satış alanındaki kitap teşhir biçimleri oldukça farklı. Kitap satış mağazalarındaki teşhir standları oldukça teknik ve hassas bir konu, ve bu yüzden piyasada bu tip teknik ürünleri üreten sınırlı sayıda firma birbirine çok benzer ürünler sunmakta. Bu kadar teknik bir konuda biçimselin ötesinde temel bir fark yaratabilmek ise epey zor. Bu durumu daha iyi anladığımda tam anlamıyla duvara tosladığımı hissettim.
Garanti bankası tüm projelerin teslimini istediğinde elimde orjinal, elle tutulur hiçbirşey yoktu. Ön eskizlerimde bulunan tasarımlar ise fonksiyonlarını yeterince yerine getiremiyordu. Tamda bu panik anında ilham perisi çıkageldi. Orjinal eskizlerimde bulunan taşıyıcı strüktür üzerinde yaptığım küçük bir değişiklik bu strüktürün sonsuz ve değişken biçimlerde türemesine izin verdi. Strüktür, hem bir taşıyıcı olarak sağlam, görsel açıdan zarif, fonksiyonel açıdan çok işlevli ve istediğim biçimde kültürel DNA barındıran bir ürün oldu. Bu stürüktürün ortaya çıkmasından sonra mekanı tamamlayan diğer objeler, ana strüktürün temel matrixinden neredeyse kendiliğinden meydana geldi. (Salt Galata binasında bu strüktür sadece giriş kapısında ve masalarda kullanılmıştır, ancak beyoğlu binasındaki kullanımı daha yoğundur.) Link adını verdiğim bu strüktür ile farklı mobilyalar veya alanlar oluşturmak mümkün ve yeni projelerimde bu ürünün yeni kullanım biçimlerini deniyorum. Link in, tek bir alyan anahtar ile sökülüp takılabilen, eski mekan veya lego oyun sistemlerinde olduğu gibi kullanan kişinin yaratıcılığını körükleyen, ucu açık imkanlar sunan sofistike ve elegan bir oyun seti olduğunu düşünebilirsiniz.
Hem mekan olarak hemde içinde barandırdığı ürünler açısında ilk defa kendimi tatmin edebildiğim bir iş ortaya koyduğumu söyleyebilirim, Salt projesi benim için bir okul gibi oldu. Mimarından, işletmecisine, marangozundan, şantiye şefine kadar herkezden birşeyler öğrendim ve bu öğrendiklerimi bir sonraki aşamaya taşımak için sabırsızlanıyorum. Bu fırsatı bana veren Garanti Bankası ve Vasıf Kortuna çok teşekkür ederim. Umarım ben de iyi birşeyler verebilmişimdir.” Ömer Ünal.
Burçin Kimmet (Robinson Crusoe), Ömer Ünal, Miray Temur
Barış Öztek, Ömer Ünal, Ender Küçükerdem
Farklı bağlama yöntemleri ile değişik şekiller alabilen link burada kitapların sergilendiği bir form halini almış
kitapçıdaki tüm raflar farklı basılı malzeme yüksekliklerine göre yerleri değiştirilebiliyor, tasarımı ile son derece pratik, akılcı ve estetik bir sergileme çözüm sağlıyor
Metal ve mermer gibi içinde siyah ve gri tonları barındıran soğuk malzemeler ile tabandan tavana uygulanan doğal ahşap birlikteliği mekana, dengeli, modern ve sıcak bir gorünüm getirmiş
Çok amaçlı kullanılabilen sergileme düzeni içinde hiçbir hata ve tolerans kabul etmeden mükemmel tasarım ve işçilik gerektiren bir projeydi ve sonuç tam istenilen gibi oldu…
Umarım Türkiye’ de diğer kurumsal firmalar da Garanti Bankası’ nın öncülüğünde gerçekleşen bu kaliteli projede olduğu gibi sanatçıların, tasarımcıların birlikteliği ile halkın genel kültür ve vizyonunun artmasına destek olabilecek uluslararası platformda yer alabilecek kalitede işlere imza atarlar. Bugün yetenekli Türk tasarımcıları bu projelere hazırlar….